Piyasa iyi seyrediyorsa veya tüm zamanların en yüksek seviyelerindeyse, genellikle endişe köşede kaçınılmaz bir geri çekilme veya durgunluk olup olmayacağıdır. Piyasa bir düzeltme yaşarsa, genellikle psikolojik tepki piyasanın düşüş eğilimine devam edeceği yönündedir. Yatırımcılar çoğu zaman “piyasayı zamanlama” çabası nedeniyle on yılda bir ortaya çıkan bir fırsatı kaçırabilmektedir.

Ayı piyasası geleneksel olarak en yüksek seviyelerden en az %20 düşüş olarak tanımlanır ve genellikle 6-18 ay arasında sürer. Bu dönemde, genellikle piyasanın dibini temsil eden ve duyarlılığın en olumsuz olduğu bir gün vardır. Bu açıdan, bir takvim yılında genellikle ortalama 253 işlem günü vardır, bu da bir ayı piyasasının dibini seçme olasılığını 125’te 1 ile 375’te 1 arasında bir olasılık haline getirir.

Piyasada zamanlama yapmanın bu kadar zor olduğu ve dalgalanmanın portföyünüzün kısa vadeli performansını önemli ölçüde etkileyebileceği düşünüldüğünde, önemli bir iskonto ile işlem gören bir piyasadan nasıl yararlanmaya çalışabilirsiniz?

Bu sorunun üstesinden gelebileceğine inandığımız bir strateji Dolar Maliyet Ortalamasıdır.

Investopedia , Dolar Maliyet Ortalamasını “yatırımcının yatırım yapacağı toplam tutarı, volatilitenin toplam alım üzerindeki etkisini azaltmak amacıyla hedef varlığın periyodik alımlarına böldüğü bir yatırım stratejisi” olarak tanımlıyor .

Basitçe ifade etmek gerekirse, bu strateji fonların önceden belirlenmiş aralıklarla belirli bir süre boyunca periyodik olarak yatırılmasını içerir.

Piyasanın uzun vadede yükseleceğine inanan nihai boğaların piyasanın dışında kalmanın gerekli olmadığını düşünmelerini haklı olarak anlayabiliyoruz. Ancak ilk kez yatırım yapan biri için piyasanın dibini bulmaya çalışma fikri her zaman birincil duygusal tepkidir ve potansiyel getirinin büyük bir kısmına mal olabilir.

Örneğin, piyasaya yatırmak istediğim 100.000 dolarım varsa. İlk seçeneğim hepsini bugün yatırmaktır, bu da “Hepsini Bir Defada” sütununda gösterilir. İkinci seçeneğim ise ilk 5 ayın her ayında 20.000 $ yatırım yapmaktır ki bu da “Dolar Maliyet Ortalaması” sütununda gösterilmektedir.

“Tek Seferde” yatırım yaparak portföy başlangıçta %20’den fazla düşüyor ve daha sonra eksi %10 getiri sağlamayı başarıyor, oysa Dolar Maliyet Ortalaması stratejisi %13’ün biraz altında düşüyor ve daha sonra sadece ufak bir ekside kalıyor.

Şimdi tecrübeli yatırımcılar haklı olarak uzun vadede piyasanın yukarı yönlü bir eğilim gösterdiğini ve en önemli faktörün “piyasada zamanlama değil, piyasada zaman” olduğunu belirteceklerdir. Son on yılın her yılında aynı örneği kullanacak olsaydınız, Dolar Maliyet Ortalamasının daha kârlı olduğu yalnızca birkaç dönem olurdu. Ancak, deneyimsiz yatırımcılar için 4 ay içinde portföylerinin %20’sinden fazlasını kaybetme ihtimali hayal kırıklığı yaratabilir.

Dolar Maliyet Ortalamasının gerçekten parladığı yer burasıdır; potansiyel olarak daha iyi bir kısa vadeli getiri sağlayabilir, ancak aynı zamanda portföyünüzün başlangıçta harap olmasının yarattığı endişe ve stresin bir kısmını hafifletebilir.

Günümüzde piyasanın gidişatı hakkında iki farklı görüş bulunmaktadır. İlk olarak, bazı yatırımcılar piyasanın “V” şeklinde bir toparlanma göstereceğine inanmaktadır; bu durumda Dolar Maliyet Ortalaması, bu yıl piyasayı rahatsız eden kısa vadeli dalgalanmaların bir kısmının ortadan kaldırılmasına yardımcı olabilir. İkinci görüş ise “W” şeklinde bir toparlanma yaşayacağımız yönündedir; bu durumda Dolar Maliyet Ortalaması, piyasanın geri çekilmesine karşı ilk maruziyetinizi azaltmanıza yardımcı olurken, giriş fiyatınızı da potansiyel olarak düşürebilir.

Dolar Maliyet Ortalamasının diğer ana avantajı, para kaybetmenin duygusal yükünü sınırlama yeteneğidir. Birçok yatırımcı için para kaybetme korkusu, para kazanma olasılığından daha büyüktür. Bu durum, piyasanın döngüsel yapısına alışkın olmadıkları için piyasada yeni olan yatırımcılarda daha belirgindir. Bu durum bireylerin cesaretlerinin kırılmasına ve bazı bireylerin piyasadan tamamen çekilmesine yol açabilir.

Çoğu yatırım stratejisi gibi, Dolar Maliyet Ortalaması da yalnızca bazı yatırımcılar için uygun olacaktır ve bir yatırım “sihirli değneği” olarak değil, dalgalanmaya karşı korunmak için bir araç olarak kullanılmalıdır. Unutulmaması gereken en önemli şey, uzun vadede piyasada bulunmamanın maliyetinin neredeyse her zaman piyasada bulunmanın maliyetinden daha fazla olduğudur.